tag:blogger.com,1999:blog-34300901063446980722024-03-06T10:42:19.321+03:00Yaygara Defteri bgmediaBgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.comBlogger120125tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-18810767113868224752014-12-12T23:16:00.000+02:002014-12-12T23:24:14.817+02:00tuzlu suÇok küçükken bir yaz günü sahilde kaybolmuşum. Hemen orada oturan askerler beni görünce haliyle neden ağladığımı, annemin-babamın kim olduğunu sormuşlar. Sormuşlar diyorum çünkü bundan sonrası benim tanıklığımdan ve hafızamdan çok ötede. Verdiğim anlık ''Benim babam öldü.'' cevabı ise hala aklımın bir odasında öylece oturur, en az bunu söylerken yan şezlongta oturan anne ve babam kadar. Şimdilerde aklıma takılansa, yine kaybolduğum için mi öldüğünü düşünmeye başladım baba!Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-77834108330422742772014-06-25T15:49:00.000+03:002014-06-25T16:08:24.819+03:00eşref-i mahlukatın atmadığı taş<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHm7JS9m07eZkH1nVEV-O_qOh7UrqGj9-8UFBka0fRNiX24yGcP2cmDGnWoon7iH8v0PTipFeSo5mdgVdxBBp1jFlnhoIdYvtSQQ2ha5jeThfLqq1IAgkZ8HpD71hoZ_U617xnRznookCo/s1600/stoneskip2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHm7JS9m07eZkH1nVEV-O_qOh7UrqGj9-8UFBka0fRNiX24yGcP2cmDGnWoon7iH8v0PTipFeSo5mdgVdxBBp1jFlnhoIdYvtSQQ2ha5jeThfLqq1IAgkZ8HpD71hoZ_U617xnRznookCo/s1600/stoneskip2.jpg" height="206" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
Çok saçma düşünüyor olabilirim fakat sevmek demek o bilinen klasik bir olmak yek olmak gibi gelmiyor bana. Ya da o yek olma hali fiziksel bir anlayıştan ziyade çok derinlerde başka bir anlamı olmalı gibi hissediyorum.<br />
<br />
Pek çok şey gibi zamanla, özveriyle ve biraz da şansla ulaşılabilecek her kavramı, manayı olduğu yerden alıp çok aşağılara çekiyoruz. Bu davranışın kısır döngüye dönüşmesinin sebebi ise hani bir işin hamallık diye tabir edilen biçimde güç sarf edip onu ''tatlı yorgunluk'' yapan sonunda hayalindeki şeyin olmasıdır ya. Her şeyi alıp evirip çevirip tatsız bir kısır döngü yapan şey emeksiz güzellik beklemek alışkanlığı. Aslında biraz daha genelden bakmaya çalışınca demek istediğimin ama tam ifade edemediğim şey için ''sevmek'' denilen olgu bile dar kalıyor. Kesinlikle karşı cinse duyulan bir hoşlantı, hayranlık, aşk da değil mevzu.<br />
<br />
Çokça içimde hissedip, bir damla yazıyla ifade etmeye çalıştığım şey insanın insana dokunabilmesi, ulaşabilmesi... Birbirinde kendinde olmayan bir şeyi bulmak, onları değiş tokuş yapmak. Zıttıyla tamamlanmak. Hep eksik bir şey var diye şu yeryüzünde dolanıp durduğumuz mevzu yoksa başka ne ola ki?<br />
<br />
Şu iletişim-ulaşım çağında birbirine çok uzak olmak ironisini de hak etmiş olmalıyız ki insanın insanı keşfetmesi yerine ottan boktan şeyleri icat etmekle uğraşıyor.<br />
<br />
Mesele insanoğlunun kendi matah bir şey sanması durumu da değil. Keşfetmek! Sen bunu büyüyen bir çocukta bulursun, ben yarda bulurum, diğeri yarende bulur. Ama bulur. Görmesini bilene.<br />
<br />
Yahu işte tam şey yapamıyorum da birbirinde standart bir hissiyatın üzerinde sanki yıllardır beklediği bir hissi uyandırmak gibi bir şey. Böyle yazınca ''Hollywood Etkisi'' denilen hadise gibi canlanıyor ama o hiç değil.<br />
<br />
Bir göle taş atmak gibi ama o taşın yüzeyde görülen etkisinin uzunca zaman derinlerde devam etmesi gibi.<br />
<br />
İşte hep gibi gibi. Tarifi zor hatta yok.<br />
<br />
Bir yanda da çok ütopik.<br />
<br />
En olmadı bunu ütopik gösteren, kendimizi bildik bileli sistemin bizi normalleştirme adı altında hissizleştirdiği, düzleştirdiği bu halimizi kabul etmek de olabilir. (her neyse konu zaten anlaşılmazken bir de sistemden dem vurma yönünde budaklanmasına hiç ihtiyacı yok)<br />
<br />
Bilmiyorum kulağımı bir acayip yollardan tutma eğiliminde miyim ama bildiğim tek şey burada neyi anlatmak istediğim ama nasıl anlatamamış olduğum!<br />
<br />
Bir yere bağlamayacağım, telaş yapma. Nasıl giriş yapmayıp orta yerinden daldıysam mevzuya yine aynı hızla çıkıyorum.<br />
<br />
Böyle bir şeyler.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-604431793671795532013-10-08T19:11:00.001+03:002013-10-11T21:15:41.689+03:00...bahtım saçlarımdan karadır<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Ne çok şey yazmışım daha fazlasını silmişim... Ne çok cümle, ne çok tanım, ne çok ruh hali ve en nihayetinde ne çok geçmiş zaman.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Ve ben hala hislerimi adamakıllı ifade etmeye yazıya dökmeye milyonlarca ışık yılı uzaklıkta oluşuma keyifsizleniyorum. </span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Değiştim, geliştim, büyüdüm falan yazmayacağım. Çünkü hepsi hikaye. Değişen ve büyüyen yeni çıkmazlar, sürprizler; ben değilim. Benim yaptığım sadece bunlara yeni savunma mekanizmaları bulmaya çalışmak ki buna sizin köyde olgunlaşmak da diyor olabilirler. Zira ben büyümeden olgunlaşan bir kesim varsa oraya aitimdir herhalde. Erken olgunlaşma, tinsel bir fonksiyon bozukluğudur bu arada. Her neyse konumuz neydi diyeceğim ama konumuz da yok. Aslında güncellenen dertler, kederler ve kaderlerken çoğumuzun mutlulukları hala çocuk gibi bir sevinçle yaşamamız onu çok az tanımamız hemen kaçırmamızdandır. Ondandır ki elimizi ayağımızı nereye koyacağımızı bilmeyiz, bu bilinmezlik heyecan yaptıran. Kötü anları o kadar çok yaşadık, içine düştük, boğuştuk ki artık kol kola iki dost gibi olduk, unutamadık. Ama iyi şeyleri tanımıyoruz, en fazla bir merhabamız var ya da iyiydik hoştuk da haber alamadığımız bir vefasıza zalıma dönüştü onlar. B</span><span style="background-color: whitesmoke; line-height: 18px; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">unu kaldırmam artık derken daha dayanılmazı geliyor. Önceki dayanılır hale dönüşürken, burada böyle hafifler oluyor, önceki acılar.</span></span><br />
<span style="background-color: whitesmoke; line-height: 18px; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></span>
<span style="background-color: whitesmoke;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="line-height: 18px; white-space: pre-wrap;">''Ne çektin be yavrucuğum, anlat rahatlarsınsjdfkshfuısguıg.'' falan diyeceksiniz. Yok. Cidden kalsın. Basit ve kestirme yoldan çözemeyeceğiniz bu şeyler için dertlenmenizi istemem zira bu sizi güçsüz hissettirir ki neyse. Aslında cenazeye ağlamaya değil off neler var ama ohh ben yine iyiyim diyebilmek için giden insan ruh hali, kendini güçsüz hisseden ruh haline yüz basar bilmem kaça katlar da neyse. Hem durum en son ''şöyle yapsan, böyle yapsaydın, niye öyle yapmadın, peki böyle yapsan'' sorularına dönüşüp ''üzülme, hayırlısı, öyle düşünme, her şey güzel olacak, belli olmaz, öyle deme, zamana bırak''a varacağı için yarasız bir zaman kaybı olacak. </span></span></span><span style="background-color: whitesmoke; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; line-height: 18px; white-space: pre-wrap;">Bana arkadaş değil, damdan düşen birini bulun o dost olur bana diye de eklemeden geçemeyeceğim.</span><br />
<span style="background-color: whitesmoke;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="line-height: 18px; white-space: pre-wrap;"><br /></span></span></span>
<span style="background-color: whitesmoke;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="line-height: 18px; white-space: pre-wrap;">Kaldı ki tabir-i caizse ne yerse onu sıçan bir insanım sanırım. (bunu da bugün düşündüm dolmuşta, mantıklı bir metaformuş gibi geldi.) Bana ne veriyorsa evren-hayat-kader istediğini koyabilirsin bunların yanına hah işte bende onu geri veriyorum dışarıya. </span></span></span><br />
<span style="background-color: whitesmoke;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="line-height: 18px; white-space: pre-wrap;"><br /></span></span></span>
<span style="background-color: whitesmoke; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; line-height: 18px; white-space: pre-wrap;">...</span><br />
<span style="background-color: whitesmoke;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="line-height: 18px; white-space: pre-wrap;"><br /></span></span></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="line-height: 18px; white-space: pre-wrap;">Error!!!</span></span><br />
<span style="background-color: whitesmoke;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="line-height: 18px; white-space: pre-wrap;"><br /></span></span></span>
<span style="background-color: whitesmoke;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="line-height: 18px; white-space: pre-wrap;">Kafayı bi toparlayabilsem çok bombastik tespit ve kurduğum bağlantılarım vardı ki kahretsin işim düşünce çok uzaklarda oluyorlar.</span></span></span><br />
<span style="background-color: whitesmoke;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="line-height: 18px; white-space: pre-wrap;"><br /></span></span></span>
<span style="background-color: whitesmoke;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="line-height: 18px; white-space: pre-wrap;">Neyse.</span></span></span><br />
<span style="background-color: whitesmoke;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="line-height: 18px; white-space: pre-wrap;"><br /></span></span></span>
<span style="background-color: whitesmoke;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="line-height: 18px; white-space: pre-wrap;">Bi ara başka yazıda nankörlükten ve iflah olmaz nankör avcılarından bahsetmeyi de düşünmüyor değilim.</span></span></span><br />
<span style="background-color: whitesmoke;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="line-height: 18px; white-space: pre-wrap;"><br /></span></span></span>
<span style="background-color: whitesmoke;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="line-height: 18px; white-space: pre-wrap;">ımhh!</span></span></span><br />
<span style="background-color: whitesmoke;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="line-height: 18px; white-space: pre-wrap;"><br /></span></span></span>
<span style="background-color: whitesmoke;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="line-height: 18px; white-space: pre-wrap;">Nasıl bağlasam kaygım bit. Zaten bağlasam da bir bağlamasam da.</span></span></span><br />
<span style="background-color: whitesmoke;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="line-height: 18px; white-space: pre-wrap;"><br /></span></span></span>
<span style="background-color: whitesmoke;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="line-height: 18px; white-space: pre-wrap;">Hayat garip, böyle kuşlar felan.</span></span></span><br />
<span style="background-color: whitesmoke;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="line-height: 18px; white-space: pre-wrap;"><br /></span></span></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="line-height: 18px; white-space: pre-wrap;">Velhasıl kelam, </span></span><br />
<span style="background-color: whitesmoke; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; line-height: 18px; white-space: pre-wrap;"><br /></span>
<span style="background-color: whitesmoke; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; line-height: 18px; white-space: pre-wrap;">gayet iyiyim.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<br />
<br />Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-50196113864822040502013-06-12T13:32:00.000+03:002013-06-12T13:32:43.197+03:00Yaz Geldi!<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgN5i0Ow-klJcuWUTBXPNXfjr9-kI-C2eU2ujn_0C3rgoZA56yGkw0V6suoiof6USgBkCXXbws_KjCo1iC1lon_y49C91c4MfxWPLFfdLpAlFqf4_3jMTX2ZX4ndO96KB6Wd9tErgJhM6sX/s1600/Reading-a-book-on-the-bea-001.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgN5i0Ow-klJcuWUTBXPNXfjr9-kI-C2eU2ujn_0C3rgoZA56yGkw0V6suoiof6USgBkCXXbws_KjCo1iC1lon_y49C91c4MfxWPLFfdLpAlFqf4_3jMTX2ZX4ndO96KB6Wd9tErgJhM6sX/s1600/Reading-a-book-on-the-bea-001.jpg" height="192" width="320" /></a></div>
Sakin, aileniz ile kafa dinleyebileceğiniz bir tatil için buyursunlar:<br />
<br />
<a href="http://mersinkiralikyazlik.blogspot.com/">http://mersinkiralikyazlik.blogspot.com/</a>Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-18891951665325659682012-04-15T14:38:00.000+03:002013-10-09T19:53:47.013+03:00CümlelerTüm cümlelerim kafamda geziyorum şimdi.<br />
<div>
<br /></div>
<div>
Belki daha anlamsızlaştılar, haksızlaştılar, karıştılar. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>Kim bilir. </b><br />
<br />
<span style="color: #999999;"><b><br /></b></span>
<span style="color: #999999;"><b><br /></b></span></div>
Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-78212607666944608402012-02-04T23:14:00.001+02:002013-10-09T19:54:28.237+03:00Afiş Çalışması<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://bgmedia.deviantart.com/"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEicUwA9DNYCQn-qBU2qoYlKksHW9sijak79QK5MKT9KB_UW4ihb0xkKSSyUi4KK-bVtL2siYZ0hhCfIJdjjX29oMG5FuewjZwct7moMoJMax02EDfW8B443z3vQQfHjbain1lIv08clastB/s400/AF%C4%B0SSONCIKTI.jpg" width="280" /></a><span id="goog_609199408"></span><span id="goog_609199409"></span><a href="http://www.blogger.com/"></a></div>
<br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="background-color: white;"><br /></span>
<b><span style="background-color: white;">Final ödevi için yapılmış afiş çalışması. 35x50 boyutunda yapılmıştır. Seçilen film afişine benzer nitelikte istendiğinden sınava yönelik hazırlanmıştır. Tüm görseller ayrı ayrı katmanlar(layer) halinde, baştan, temelde dekupaj tekniği kullanarak, reproduction denilen yeniden üretme mantığıyla üretilmiştir. Ve dersten de geçilmiştir. :)</span></b></span><br />
<b><i><span style="background-color: white; color: #cccccc;"><br /></span></i></b>
<b><i><span style="background-color: white; color: #cccccc;"><br /></span></i></b>Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-14048963395904680542012-02-04T19:14:00.000+02:002012-04-15T14:38:41.300+03:00Hafta 6 gün<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgarbi1-hjq5A-KERo8A7OUImcS-qO03mOAtWt3AU3YoA36BzfjK3sl2AFrAb8iqHycjr4VBoZY7_a5ylzRVLC6rka4C35Q4wrk3gIIiEsH7UoTq6EvDcqXKYXZOEBBahYOQCgfPRt5Cox3/s1600/aIMG_1291.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgarbi1-hjq5A-KERo8A7OUImcS-qO03mOAtWt3AU3YoA36BzfjK3sl2AFrAb8iqHycjr4VBoZY7_a5ylzRVLC6rka4C35Q4wrk3gIIiEsH7UoTq6EvDcqXKYXZOEBBahYOQCgfPRt5Cox3/s320/aIMG_1291.JPG" width="320" /></a><b><span style="color: #999999;">Pazar günleri.</span></b><br />
<b><span style="color: #999999;">pazar sabahı,</span></b><br />
<b><span style="color: #999999;">ve pazar kahvaltısı miskinliği,</span></b><br />
<b><span style="color: #999999;">pazar'ın baş ağrıtan güneşi,</span></b><br />
<b><span style="color: #999999;">pazar banyosu,</span></b><br />
<b><span style="color: #999999;">pazar anlamsızlığı,</span></b><br />
<b><span style="color: #999999;">pazartesi öncesi,</span></b><br />
<b style="color: #999999;">pazar'ın boşunalığı,</b><br />
<b><span style="color: #999999;">pazar </span></b><b style="color: #999999;">rehaveti,</b><br />
<span style="color: #999999;"><b>pazarın umutsuz </b></span><b><span style="color: #999999;">keyifsizliği,</span></b><br />
<b><span style="color: #999999;">ve biraz eksikliğin,</span></b>
<br />
<b><span style="color: #999999;">Pazar.</span></b>Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-54487756195686711362011-08-19T18:55:00.001+03:002013-10-09T19:54:51.962+03:00Elma Suyu<div>
<b> Aşkın EL Hali'nden sonra, Adem ile Havva'nın çağımız hali. Yani ''Elma Suyu''</b></div>
<div>
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1xStv6M-3P4oZTF3zoCX1YcFD_P224HkwgoCAyRL95zAV1tJdgblfcYjtIdhMWYVEdI2cgHk2AN8vqx31JcJgQPZEkLZ8Aq8xfJMxMPaFeudgtLQc2L2oUUt1OnDD8wd7C5RdvUc6B28_/s1600/IMG_4809+kopsya.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: black;"><img border="0" height="211" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1xStv6M-3P4oZTF3zoCX1YcFD_P224HkwgoCAyRL95zAV1tJdgblfcYjtIdhMWYVEdI2cgHk2AN8vqx31JcJgQPZEkLZ8Aq8xfJMxMPaFeudgtLQc2L2oUUt1OnDD8wd7C5RdvUc6B28_/s400/IMG_4809+kopsya.jpg" width="400" /></span></a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>İki filmin çekim tekniği ve ana konusu aynı ''AŞK''. Sadece bu sefer biraz daha farklı bir açıdan ele alıyor ve geçmişten bugüne göz kırparak, bu olgunun eleştirisini yapıyoruz.</b></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>Özet olarak; yasakların da suyunu çıkararak herşeyde olduğu gibi duygularımızda da yapaylığa ve kolaycılığa kaçışımızın kısa öyküsü, bitmeyecek döngüsü. </b></div>
<div>
<b><br />
</b></div>
<div>
<b><i>Görüntü yönetmenliğini yaptığım kısa filmin künyesi ise şöyle;</i></b></div>
<div>
<br /></div>
<div>
</div>
<div>
<b>Yazan&Yöneten ve Kurgu: <i>Demet ÖZTÜRK</i></b></div>
<div>
<b>Görüntü Yönetmeni: <i>Begüm ÖZBEK</i></b></div>
<div>
<b>Oyuncular: <i>Ceren ÖZMEN, Enver ERTAŞ</i></b></div>
<b><br />
</b><br />
<b></b><br />
<i><b></b></i><br />
<br />
<b><a href="http://demetozturk.blogspot.com/2011/08/elma-suyu-apple-juice-teaser.html">Elma Suyu - Teaser</a></b><br />
<b> </b><br />
<div>
<i><b>NOT: </b>18. Adana Altın Koza Film Festivali Ulusal Öğrenci Yarışması'nda Deneysel kategorisi finalisti.</i><b> </b></div>
<b><br />
</b><br />
<b><br />
</b>Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-86933284809687634562011-06-08T13:20:00.009+03:002013-10-09T19:55:07.934+03:00olmak ya da olmamak, nedir mesele?<div style="color: #cccccc;">
</div>
<div style="color: #cccccc;">
</div>
<div style="color: #cccccc;">
</div>
<div>
Ellerim yüzümden daha çok ilişir gözüme. Ellerime bakar ''bunlar da boylu boyunca toprağın altında uzanacak yanımda öylece, çok anlamsız'' derim. Aslında çok saçma değil, bu gözlemin ortaya çıkmasındaki sebep, kimsenin kendine bu fikri yakıştıramadığından sanırım. İnsan sonunu düşününce o doğmakla ölmek arasındaki herşey anlamsızlaşıyor. Anlamlandırma çaban kendin olmaya başlıyorsun bu sefer. Sonra değer verdiklerin.</div>
<div>
</div>
<div>
Hayatı bir köşeye çeklip izleyenlerden ya da içinde olup yaşayanlardan, eşinin-dostunun kahrını çeken yanlışıyla uğraşan ya da yanlışıylarıyla birilerine yük olan, kötü gününde birlikte ya da iyi gününde herşeyi unutup toz olan, tüm hatalarına rağmen mahçup olan ya da herşeye rağmen hala üste çıkan, ekmeği değilde fikri paylaşan ya da yemeğe dalıp onun yüreğine bakamayan, ''haklısın'' diyebilen ya da ''haklıyım yaa'' diyen, bilmem kaç yaşında gelip hala aklı bulanık olan ya da deli çağında olgunlaşmak zorunda kalan, arada kalan ya da sıyrılıp yoluna bakan, o odada o kafanın içinde sürekli muhakeme yapıp sorgulayan ya da o odadan çıkıp sokağa çıkan, ''seviyorum'' diye dokunan ya da ''seviyorum'' diye gözlerine bakmaya kıyamayan, ''bir ömür...'' sözü verip bunun için kılını kıpırdatmayan ya da yıpranarak-eksilerek çabalayan, onların büyümesini hayretle izleyen ve şaşkın bir gülümsesi suratında asılı kalan ya da dışardaki hayata merak salan, bir saniyede büyüdüm sanıp yola çıktıklarını unutan ya da o yolda birlikte büyüyen, sevmek güzel ya da bir daha sevmemek daha güzel...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ve daha binlercesi... Bunlar bizim seçimlerimiz. Ya öyle ya böyle. Ya öyle ----- ya böyle' nin ortasındaki çizgilerde oturan çok bildik var. O da bir karar ama orta karar işte. Sonrasıda orta karar sohbetler, orta karar cevaplar, orta karar tebessümler... Kararlarımızdan pişmansak bu bizim pişmanlığımız, bizim fikrimizin çark etmesi, karşıdakinin değil. Etkileşimler tartışılmaz ama en büyük pay bizim. Yeri gelince söylemediğimiz sözler, susmamız gereken yerde konuşmamız ve başta söyleyeceğimizi sonda söylememiz vs... Bunlar zamanlama hatalarımız ve tüm beşeri eksiklerimiz. Hiçbir zaman ''ben tamamım, oldum.''demeyeceksin. Yanlışlarınla büyüyecek, düzelttiklerinle ilerleyeceksin. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ölüm varsa korkacak bişey yok ama çekincelerimiz var. Herkese hakkını teslim edeceksin.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br />
Tüm bunlar birer gözlem. Yok standartı hayatın, belki yaşadıkça bazı şeyler değişecek. Ama dünya soğuyacak ve ellerin yanına düşüverecek.</div>
<div>
<span style="color: #666666;"><br /></span></div>
<div>
<span style="color: #666666;"><br /></span></div>
<div>
</div>
<div>
<br /></div>
<span style="color: #cccccc;"> </span>Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-20676357682416825892010-11-20T19:46:00.005+02:002013-10-09T19:55:26.838+03:00Teoride fikirler felan<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiseQsLksWvt5E-SVKOIMJlDa3yNzPI8BkIcLyAoyXPQV0JKZlyys6ygzPnGYCLSTcQ6pM1RhrcwUL23uQoIQtocNKo23Pv8qv8E7Ty5xdWm_jJEaRVPRdvgoyJeLc9_LjXkUbt1RoDpc8Y/s1600/mhsahin.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: black;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiseQsLksWvt5E-SVKOIMJlDa3yNzPI8BkIcLyAoyXPQV0JKZlyys6ygzPnGYCLSTcQ6pM1RhrcwUL23uQoIQtocNKo23Pv8qv8E7Ty5xdWm_jJEaRVPRdvgoyJeLc9_LjXkUbt1RoDpc8Y/s200/mhsahin.jpg" width="200" /></span></a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
Evde boş boş gezinip koridordan geçerken şöyle bir cümle çıktı ağzımdan '' Hayat, eski sevgilinin anlamsızca attığı mesaj kadar anlamsız.'' Neydi şimdi bu? Ne alakası vardı? Sonra ''ne saçmaaaa'' diyerek a'ları uzattım. Arkasına ''Deliriyorum sanırım.'' da dediğimi anımsıyorum aslında. Zira bu cümlenin benle bir alakası da yoktu pek, ne yaşadıklarımla, ne ilişkilerimle, ne de eskilerimle... Hayır bunların arkasına eskilerden mesaj falan geldiği, geleceği de yoktu, emindim. ;)</div>
<div>
</div>
<div>
<br />
İçten içe çelişen bu basit ama karmaşık durumdan sonra ekşisözlük'e girdim. Sol frame denen yerde ''eski sevgilinin mesaj atması'' başlığı çarptı göze. ''Allah Allahhhh'' dedim bu seferde h'leri uzatarak. Arkasına ''niye bu kadar takılıyorum, benle alakası yok ki'' dedim.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Sonra eski sevgililerin neden büyük bir yüzdesinin arkadaş kalamadığını düşündüm. İlişki sırasında birbirine kayıtsız kalmaya başlayınca eskiyordu yavaş yavaş çünkü herşey. Eskiyordun, eski oluyordun. Hatırlanmak istemeyen yahut çok bakmaktan usandığın fotoğraflar gibi, albümlerde başka bir fotoğrafın altına konuluyordun. Yollar ayrılınca arkadaşta kalamıyordun. Arkadaşken aran bozulunca ''arkadaş kalmak'' gibi bir seviyenin olmayışıyla aynıydı biten sevgilerde. Eskilerden, eski sevgiliden gelen mesaja dayanamamak, içerlerde bir yerlerde kalan kırıntıların tükenmeyişindendi. Sonra birgün göz göze gelipte ''arkadaşız'' mantığı baskısı altında bakışmanın da altında, Çağan Irmak'ın Issız Adam filmindeki o iç sesleri olan sahne vardır. Her gelip geçen bir kırıntı bırakır ya, adı geçince kıpırdanır, bir düşünce olur ama orda kalır, o yüzden gözümüzün önünde olmasın, ne arkadaş kalalım ne de başka birşey olsun ister insan heralde, yarım kalsın. Çünkü büyük ihitimalle her yaşanmışlık yarım kalmıştır, biraz. Çünkü ayrılıkta sevdaya dahilmiş ve ayrılanlar hala sevgili. Bunları düşündüm birden. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ve son olarak, tüm cümlelerin sonuna parantez içinde görünmez ''belkiler'' koyuyorum. Bunların benle direk bir alakası yok, pratikte ise pek az, aklın olsa en son bana sorarsın (belki). Bunları düşünmüştüm işte. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<span style="font-size: x-small;">Fotoğraf: mhsahin(deviantart)</span></div>
Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-63632798087265115482010-10-27T12:26:00.005+03:002013-10-09T19:55:56.371+03:00Bir ben mi düşünüyorum bunları?<div style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: left;">
<img border="0" height="140" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmTpwdIxepBJ2DLioobE7Ma2PcGjRQcZHtGpYuZIx980R1myhnxrtEonxpN3X5VXEdTLlZw5Kme6HTtL0uwMT-pS-PFW-xOrlphbxIjcD63gkVcgEougWJqaqKTWwNComLRJgSiwZhzUJL/s200/Ding_dong_by_Ba2.jpg" width="200" /></div>
<br />
Herkes aşkı bekliyor, kapının arkasına saklanıp. Kimsede bir adım kapının önüne çıkayım, bir zilide ben çalayım demiyor. Ya tüm zilleri denemiş biri oluyor gelen ya da zile basıp kaçan bir çocuktur giden tedirginliği bu. Ne oldu, kim geldi anlamadan ''Kim o, kim oooo?'' dur sesin ve diyafondan boş sokakta yankılanana dektir dağılıp bitmesi. Budur elde kalan.<br />
<div>
<br />
Nedendir ki bu kadar kabuğumuza çekilip, egolarımızla misafircilik oynamak? Ve her zaman filmlerdeki gibi sirayet etmiyor hayat. O çarpışma sahneleri, gözgöze gelmeler, masumiyetten gayrı bir duygunun barınmayışı, bedeller ödemek, hesapsızca bir kurşunun önüne atlayıvermek ve yüzyılların tanıklık edeceği şiirler, sözler, şarkılar çalıp söylemek...</div>
<div>
<br /></div>
Buralara uzak köyler değil mi sanki oralar? ''Bir ben mi düşünüyorum bunları?'' dır sonu düşüncelerin. Düşünmekten yaşayamamak ve hesapları tutmak; alınanlar ve verilenler saymak. Sağlamasını yaptığımız ilişkilerin sonuçlara göre şekil yapıyor karakterimiz. Ve çelişiyoruz milletçe birkez daha, abc derken hiç matematiği sevmemiş olarak.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<div>
<i><span style="font-size: xx-small;">Fotoğraf: Ba2(deviantart)</span></i></div>
<div>
<br /></div>
Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-31260055108537091012010-10-23T00:11:00.005+03:002013-10-09T19:55:41.836+03:00bi b*k anlamadık<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiw1TBkEgzOJlMHkBfzAZczWXETkbKvJLbcdWnPQ97UbKTDTPKkRvKZZ_0IraJStdwW4ayILsGQj_Rhzchlbx0TmP9jeYrDJKBV5OeB3nc1ecw77KbIcNBqjoUJivzrbxNXuzOPKjI-mrCw/s1600/bibokanlamadk01rs0.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="144" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiw1TBkEgzOJlMHkBfzAZczWXETkbKvJLbcdWnPQ97UbKTDTPKkRvKZZ_0IraJStdwW4ayILsGQj_Rhzchlbx0TmP9jeYrDJKBV5OeB3nc1ecw77KbIcNBqjoUJivzrbxNXuzOPKjI-mrCw/s200/bibokanlamadk01rs0.jpg" width="200" /></a></div>
<br />
Zamanında yapılmış aşırı duygu yüklemesinden kelli yasak yüksek gerilimli ortamlar bedene. Şimdi ise fikir yüklemesi yapmakta zorlanır, reddededer oldu bünye. Ne birini istiyor ne de başka, öteki ve diğerlerini. Kendini istiyor hayattan, havaya giden günlerini. Bunları ''keşkeleri'' yaptı bir kutuda. Arasıra açıpta dalıp içine, nefesi bitince döner ufak ufak yüzeye... Nasıl bir yüzeyse bu, bildiğin bağımsız b*kların yüzdüğü bir yerden ibaret işte.<br />
<span style="font-size: x-small;"><br />
</span><br />
<span style="font-size: x-small;"><br />
</span><br />
<span style="font-size: x-small;">(benden böyle birşey beklemeyen okurlarım(!) hayal kırıklığına falan uğrayayım demeyin he.<span style="font-size: xx-small;"> ;)</span> )</span><br />
<br />
<br />
<i><span style="font-size: x-small;">Resim: Uykusuz </span></i><br />
<br />
<i><span style="color: #cccccc;"><span style="font-size: x-small;"> </span></span></i><span style="color: #cccccc;"><br />
</span>Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-39609968478847769912010-06-26T22:39:00.002+03:002013-10-09T19:56:10.412+03:00NetÖlmek, <br />
sevemeden ölmek,<br />
erken gitmek.<br />
Sevilmeden ölmek, <br />
eksik bitmek.Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-28519948007653622922010-06-15T13:30:00.004+03:002013-10-09T19:56:22.539+03:00Hayydi Bakalım!Hi hi hi...<br />
<br />
Bir başka pencereden daha kafamı uzatmış olaraktan, bilmem kaçıncı defa yeniden 'merhaba' dedim, duymadınız. :)<br />
<br />
<a href="http://hayydibakalim.blogspot.com/">Buyursunlar.</a>Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-11916249855731518682010-06-13T00:38:00.008+03:002013-10-09T19:56:36.828+03:00akozmik sayıklamalarKendimi aşamayışlarım, kendimle savaşım. Bir cesaretle başlayan ataklar, kendine çarpıp geri düşüşlerim. Tozun, toprağın içine düşüp, sinirimden debeleniyorum. Boğuluyor kalkan toz dumandan. Ne yaparsam kendime yine. Bir başka cesaret gösterisine kadar köşeye çekilip düşünüyorum. Bu o kadar saçma ki, bi süre sonra neyi düşündüğümü düşünür oluyorum. Birbirine karışmış, bir grift haline gelip, acımın içindeki komediyi adresliyorum, hayalimde halay çekerek uzaklaşan soruları görüyorum. ''Ben hasta mıyım?'' Hayır, herkesin böyle karıştığı ama dışa vurmadığı maskeli dönemlerini izliyor oluyorum, sizin gibi. Sahi siz hiç zorladınız mı aklınızı, sonra sosyal hayat denen şeye dönüp ''sıradan, normal'' rolünü oynamayı? Birileri anlasın diye mi yazıyorum, kendimi çözmeye mi çalışıyorum, tek gerçek yüzümde olan gülümsemenin silinirken, bana düşündürdüklerinden birkaçını yakalayıp ortaya karıştırıyorum. Bakma öyle saçma bağlantılar, alakasız cümleler gibi durmasına. Aslında hepsi içten içe bağlıdır birbirine, görebilene. Ah bir deşu kafiye uydurma çabaları ve bi süre sonra cümlelerin öyle çıkması... Şizofrenlerde kafiyeli cümleler kurma eğiliminde olurlarmış. Artık kim uydurduyda ya da hangi İsviçreli bilimadamları açıladıysa orası muamma. Birileri kozmik diyebileceğim cümleler kurup, birşeyler yaşıyorlar. Bir yerden duymuştum yine; birileri yaşar, birileri buna tanık olur. Bir başka kendimi kabullnemeyişim de bu oldu. ''Ben tanık olmayacağım, yaşayacağım.'' duruşu. Ama hiç bir dışavurumumla bunu gösteremediğimde açık bir beyanımdır kendime. Bilmediğim kelimeleri önce sözlükten buldurup, sonra bir cümle içinde kurdurarak sağlamlığını test ederlerdi. Hayat bir bilinemeyen. Araştırmak ise tecrübeler deryası. Bir cümle içinde kullanmaksa lüksü hayatın. Ne yazık; ömrümüzün yarısı okullarda, sıralarda geçiyor ama hiçbir öğretilen yaşamla eşleşmiyor. İkikere iki sayfada dört ederken, hayatta bir bile etmiyor. Zamanı bir denkleme oturtturamazken kabil değildir ''yirminin'' biat edişi. Öyle de güzel gibi duran ama belki manasız gelecek şekilde de bağlarım sonunu. <br />
<br />
Sahi, aslında ne diyecektim ben?<br /><br />Bit.Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-7678811959990235802010-06-05T10:36:00.007+03:002013-10-09T19:56:54.109+03:00Video Klip Vol.3<span style="color: #ff6600;">Yüksek Sadakat - Ben Seni Arayamam</span><br /><br />Klip, green box(yeşil perde) tekniği ile çekilmiştir. Çeşitli sahnelerinde, sadece dikkatli gözlerin seçebildiği handy35+Helios 52mm kullanılmıştır. <br />
<br />
Kullanılan kamera, Panasonic NV-GS400'tir. ( ki kendisini saygıyla anıyoruz.)<br /><br /><br /><br /><br /><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dwm3I6JFJO1D2fDSx94uD8rn5TFEaXzeAZ3Z6UHgRItNsOg6Eratsowl2DKnlzO4DyBQLZItFdIcgFbmi3AMA' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe>Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-91672440709078225292010-05-19T10:04:00.003+03:002013-10-09T19:57:13.192+03:00...silinen şeyler<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmUDnYRfz-qNFN__y0APan5Miq5f_W_Bj6Znn_iDWY4As63GwpyHrVerx5aJPPIuU3dNyeZrMsNaNH22xkzAkp7X7st64paCF6YuRmuUIzPd8VZFNOulsXWdRx4OliB-c80Utue9gwsZHT/s1600/h%C3%BCrr.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5472872349533208962" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmUDnYRfz-qNFN__y0APan5Miq5f_W_Bj6Znn_iDWY4As63GwpyHrVerx5aJPPIuU3dNyeZrMsNaNH22xkzAkp7X7st64paCF6YuRmuUIzPd8VZFNOulsXWdRx4OliB-c80Utue9gwsZHT/s320/h%C3%BCrr.jpg" style="cursor: pointer; display: block; height: 277px; margin: 0px auto 10px; text-align: center; width: 266px;" /></a><br />
Bir keresinde, onbinlerce insanın geldiği, içerdeki insanların artık dışarı taştığı ünlü bir kişiliğin konserine, ergenlerin manyak gibi aldığı bir derginin sayfasından koparılmış posterle, oraya gidişim geldi aklıma durduk yere. <br /><br />Ve şimdi düşününce, neyi düşünerek gittim, anlamadım ne umuttu o öyle. İlginç, yine öyle önyargısız bir cesaretle başlamak olsa ya başka şeylere...<br /><br />Ne iyi olurdu, ne iyi gelirdi.<br /><br />Öğrenilmemiş çaresizlikle.<br /><br /><br /><br /><span style="color: #ff6600;">bgm</span><span style="color: silver;">edia</span><br /><br />Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-9185474423257626092010-04-12T15:15:00.020+03:002013-10-09T19:57:54.682+03:00Pent Pa<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIe_wsXjOWiM-5t_5n5ZnY0SsWi5_i5NQji57xe6FwcxJXvUj1cIYk0fpBvgwlUwB-ucLY-XJY81boPjSr5BJfaH9BwDfT2i4N38wBxpT44zWRJJyxK1Amr8n1BFb2kl6Oi-K_hyphenhyphenDNLKb9/s1600/dumank%C4%B1safilmset+foto+373.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><span style="color: black;"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5459227995129399154" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIe_wsXjOWiM-5t_5n5ZnY0SsWi5_i5NQji57xe6FwcxJXvUj1cIYk0fpBvgwlUwB-ucLY-XJY81boPjSr5BJfaH9BwDfT2i4N38wBxpT44zWRJJyxK1Amr8n1BFb2kl6Oi-K_hyphenhyphenDNLKb9/s320/dumank%C4%B1safilmset+foto+373.jpg" style="cursor: pointer; float: left; height: 185px; margin: 0pt 10px 10px 0pt; width: 272px;" /></span></a><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 100%; font-weight: bold;"><br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Güz dönemi bitişiyle başlayan tatilde çekilen <span style="font-size: 130%;">''</span><span style="font-size: 130%;">Pent-Pa</span><span style="font-size: 130%;">''</span> kısa filmi, ayağının tozuyla 10. KısaCa Uluslararası Öğrenci Filmleri Festivalindeydi.</span><br />
<br /></div>
Deneysel Filmler dalında yarışan film ''Deneysel Dalı Jüri Özel Ödülü'' ile bu festivali ödülle tamamlamış oldu. Set fotoğraflarını çektiğim ve Sanat Yönetmenliğini yaptığım filmin konusu ve adını oluşturan fikri ise şöyle;<br />
<span style="font-style: italic;"><br />
''Penthesileia'nın kraliçeliği, Pandora'nın kadınlığıdır "Pent Pa". Tüm cazibesiyle yaratılan kadınlar ve kadının sigarasının dumanına bile hapsedebildiği erkek.</span> <span style="font-style: italic;">'aşkın DUMAN hali' '' </span><br />
<span style="font-size: 85%;"> <span style="font-style: italic;"><br />
<br />
Yönetmen: Demet ÖZTÜRK</span> <span style="font-style: italic;"><br />
Görüntü Yönetmeni: Cumali ÖNDÜÇ<br />
Oyuncular: Barış ÜSTÜN - Ceren ÖZMEN</span> <span style="font-style: italic;"><br />
Sanat Yönetmeni: Begüm ÖZBEK</span> <span style="font-style: italic;"><br />
Işık: Mehmet ÖZTÜRK - Şeref TOPAK</span><span style="font-style: italic;"><br />
Danışman: Candan YAYGIN</span></span><span style="font-style: italic;">, ADSİNDER</span><br />
<br />
<br />
<span style="font-size: 85%;"><span style="font-style: italic;"><span style="font-size: 130%;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhrMVLT_Q8Ow8cZM4Furruw_k411V1GwzQxq6BqafNaQYPSFCgeOBmvwPX2pVTuBpULJxeGC1ABGTkQLNz4yf-zTn4rveF2MRj_WSGVuGrdCcriCD1Ohv1sRWE9L6bVk3jlSfLtiVPUfKFl/s1600/dumank%C4%B1safilmset+foto+642.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5459228385173093730" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhrMVLT_Q8Ow8cZM4Furruw_k411V1GwzQxq6BqafNaQYPSFCgeOBmvwPX2pVTuBpULJxeGC1ABGTkQLNz4yf-zTn4rveF2MRj_WSGVuGrdCcriCD1Ohv1sRWE9L6bVk3jlSfLtiVPUfKFl/s320/dumank%C4%B1safilmset+foto+642.jpg" style="cursor: pointer; display: block; height: 213px; margin: 0px auto 10px; text-align: center; width: 320px;" /></a></span></span></span><br />
<br />
''Aşkın EL Hali'' kısa filminden sonra gelen ''Aşkın DUMAN Hali'', bir üçlemenin habercisi gibi.<br />
<br />
<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguzWlW-9OurDqCvcEiHxlObCvS5IAihVWuQG3gRGqfJtjKkprpHNcm8rIw0fvF6mGGDYZa4rFFSdscBaxOg0VvPdv8CPiwqbOgZns9mrIFL19I9hdMaqXBnDIdiRYo7cUxAoSIJJ6XZ_Vn/s1600/dumank%C4%B1safilmset+foto+459.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><span style="color: black;"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5459228888852107634" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguzWlW-9OurDqCvcEiHxlObCvS5IAihVWuQG3gRGqfJtjKkprpHNcm8rIw0fvF6mGGDYZa4rFFSdscBaxOg0VvPdv8CPiwqbOgZns9mrIFL19I9hdMaqXBnDIdiRYo7cUxAoSIJJ6XZ_Vn/s320/dumank%C4%B1safilmset+foto+459.jpg" style="cursor: pointer; display: block; height: 320px; margin: 0px auto 10px; text-align: center; width: 226px;" /></span></a><br />
Bakalım diğer festivallerden ne haberler gelecek... Beklemede ve takipte kalın. :)<br />
Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-78584384469040771052010-04-03T12:46:00.006+03:002013-10-09T19:58:18.082+03:00Tipografikvari afiş çalışması - 1<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjRcpRPg-me3VuB7FS31cKqsYLSoFpQKF_2TMRXS7ASGe6WL_qGJEQCrdZGaEB-k4D7LFQKe9E8a-p4YbG4FOcLL4FLO1lCiHJy20LL8xOOJBeJUwj911NxDjqph9egvTGkgPYT3-APcY7v/s1600/sigaraafisson.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><span style="color: black;"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5455845811191237074" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjRcpRPg-me3VuB7FS31cKqsYLSoFpQKF_2TMRXS7ASGe6WL_qGJEQCrdZGaEB-k4D7LFQKe9E8a-p4YbG4FOcLL4FLO1lCiHJy20LL8xOOJBeJUwj911NxDjqph9egvTGkgPYT3-APcY7v/s320/sigaraafisson.jpg" style="cursor: pointer; float: left; height: 320px; margin: 0pt 10px 10px 0pt; width: 224px;" /></span></a><br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />Sigara ile ilgili tipografik afiş çalışması.<br />
Ustalara selam. :)Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-89873141953938279152010-03-24T14:48:00.005+02:002013-10-09T19:58:40.268+03:00Yeşillik olsun<span style="font-size: 100%;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiMAfgtqGlEhZkML7X54nB6xsSlfmZeYK9XBgUVEHr5raedYzyF148d57B0szM8HgB6tcY1jZ9Iuq5yc2G8drJ6gg58nIiHh4SMUJ4dDbIXT-P6yKRUte-6d0vboofbzfm2bGcOxYLD1OMZ/s1600/cinema.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5452181620719080882" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiMAfgtqGlEhZkML7X54nB6xsSlfmZeYK9XBgUVEHr5raedYzyF148d57B0szM8HgB6tcY1jZ9Iuq5yc2G8drJ6gg58nIiHh4SMUJ4dDbIXT-P6yKRUte-6d0vboofbzfm2bGcOxYLD1OMZ/s320/cinema.jpg" style="cursor: pointer; display: block; height: 154px; margin: 0px auto 10px; text-align: center; width: 214px;" /></a></span><span style="font-size: 100%;"><br /></span><br />
<div class="MsoNormal" style="font-family: 'trebuchet ms'; text-align: justify;">
<span style="font-size: 100%;">Hikaye tabi bunlar. ''Türkiye'nin Oscarları'' imiş. ''Biz niye iyi filmler yapamıyoruz?'' gibi sorunsallar ile uğraşmamız, Oscar'ı bir kriter görüp, birde bunun hakkını veremeyişimizdendir. Tamam, Akademi Ödülleri yani bilinen adıyla Oscar denilen ödüllerin geçmişi, Hollywood'uymuş, sektör oluşuymuş falan o ayrıda, şuna bakmak lazım. Türkiye'de de artık bir film kültürü oturmuş vaziyette peki neden bu sektörde insanların, gıpta ile bakıp hedef koyduğu, yüksek standartlarda bir ödül töreni yok? Diyeceksin ki ''çokkkk''. Bence bir standarta ulaşamadık. Bu sadece ödülü veren tarafla ilgili değil, alanla da alakalı.<br /><br />Bir organizasyon yapıyorsun, bir çok emek, bir çok para, bir çok zaman gidiyor. Birilerine, yaptıkları işlerden ötürü ödülle destekleyip sırtını sıvazlayacaksın, ama adam ödülünü almaya bile gelmemiş ya da törenler öyle ağır gerçekleşiyor ki bir komedyeni sahneye koymadan keyifli hale getiremiyorsun olmadı basında yer alamıyorsun. ''Türkiye'nin Oscarları'' diyecek kadar iki farklı kelimeyi birleştiriyorsun ama ucundan bile geçemiyorsun. Sonra oturup iki satır karalayan ben '' Ne Oscar'ı, biz Türkiye'nin sonuna Oscar getireceğimize onun kadar bahsedilen bir piyasa, tören olmaya çalışmalıyız falan...'' diyorum. Saçma !<br /><br />Aklıma geldi, birara Beyaz İnci Ödülleri diye bir şey vardı, ne oldu ona sahi? Bir kez düzenlendi sanırım.(Yanlışım varsa düzelt.) Dizi sektörüne yönelikti diye biliyorum. Adamlar en az 16 saat çalıştığından olacak ki, ona zaman yok herhal.<br /><br />Genel olarak bakacak olursak, sözümün hepsi ne Yeşilçam Ödüllerine ne bir başkasına... Bu sektörde çalışanlara da. (günde blogu tıklayan binlerce insan varya ''sözüm sanaa'' ile başlayan cümleler kurmam bundan heralde.)<br /><br />Neyse ben bu konuya başladım böyle gidiyor, konuyu 3. Yeşilçam Ödülleri'ne getireceğim. ( hissettiremeden bağlayamadım biraz aleni oldu ya neyse bu okuyucu(!) alışık.)<br /><br />Aslında dün akşamki 3. Yeşilçam ödüllerinde, En İyi Yönetmen ödülünü alan Reha Erdem durumu '' Bu ödül için filmi 2500 kişilik bir kurul değerlendirmiş. Neredeyse bizim izleyicimiz kadar.'' diyerek özetledi. Durum bu yani, ilk anda bu cümleye gülüyorsun ama o gülücük silinirken gözler kısılarak, konuyu kavrıyorsun.<br /><br /><i>Ödülleri kavrayanlar:</i><br /></span><span style="font-size: 100%;"><br /><b>EN İYİ YÖNETMEN</b><br /><br />Reha Erdem-Hayat Var<br /><br /><b>EN İYİ MÜZİK</b><br /><br />Atilla Özdemiroğlu-Vavien<br /><br /><b>EN İYİ KADIN OYUNCU</b><br /><br />Binnur Kaya-Vavien<br /><br /><b>EN İYİ ERKEK OYUNCU</b><br /><br />Mert Fırat-Başka Dilde Aşk<br /><br /><b>EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU</b><br /><br />Cemal Toktaş-Güneşi Gördüm<br /><br /><b>EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU</b><br /><br />Derya Alabora-Pandora'nın Kutusu<br /><br /><b>EN İYİ GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ</b><br /><br />Soykut Turan-Güneşi Gördüm.<br /><br /><b>EN İYİ SENARYO</b><br /><br />Engin Günaydın-Vavien<br /><br /><b>EN İYİ GENÇ YETENEK</b><br /><br />Elit İşcan- Hayat Var<br /><br /><b>TURKCELL İLK FİLM ÖDÜLÜ</b><br /><br />Nefes: Vatan Sağolsun-Levent Semerci<br /><br /><br />***<br /><br />Ödüllerin çoğu tahmin ettiğim kişilere hatta bazı istediklerime gitti. Ama en en çok Mert FIRAT'ın almasını istemiştim, nitekim öylede oldu. Binnur KAYA ki adı yeter. Nasıl 'oyucuyuuum'' diye bağırmayan bir oyunculuktur o. Keza Elit İŞCAN da öyle. Genç Yetenek ön adı tam uymuş. Ve bir film vardı ki ''Nefes: Vatan Sağolsun''. Tamam eksikleri vardı, yönetminin ilk uzun metrajıydı, türünde ilkti diyenler bile oldu, hatta aşırı milliyetçi falan denilip çekemeyenler de. Bir şey vardır, bir filmin içinde beşten fazla dalgalanan Türk bayrağı gösterilsin, iki rap rap gösterilsin, e iki de acı, gözyaşı, işte o film duygu sömürüsü yapan milliyetçi film olur. Şimdi burda üç soru var.<br />1 - Peki anlatılan gerçek değil mi? 2- Timsal olsun diye '' 2 Dil 1 Bavul '' bu gerçek değil mi? 3- Bu sendeki çelişki değil mi?<br /><br />Yani sırf, bir grup-kişi harala gürele böğürüp ''...benim tarafım belli vs.'' edasında davranmak için, kalıplaşmış-kendi düşünemez hale gelmişse, onun düşünmesi lazım, benim fazladan üç satır daha yazmam değil.<br /><br />Bilemedim.</span></div>
Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-18630739413727978552010-03-11T19:01:00.005+02:002013-10-09T19:58:55.701+03:00Karar-sızNe yapayım kendime bilmiyorum. Kendimi psikolojik döve döve bi hal oluyorum ve bu bitmek bilmiyor. Kimselere bırakmıyorum eleştiriyi, ezmeyi, kesmeyi... Bir ben kendimi döverim de severim de oluyor fikrim. İyi midir kötü müdür bilmiyorum. Sonradan birilerine sormak da istemiyorum artık. Ben hasta mıyım, beni sana sorayım diyorum yine bir monolog sohbette kendime. Sonra bu fikir saçma diyorum. Beynimde yüzbinmilyon tane soru, belki biri cevap buluyor bazen. O da bazen. Değişmeyen tek şey, yapamadıklarım. Eziyorum kendimi, belki adım atamıyorum. Biraz güvensem kendime... Alalade özellikleri olanlar bile kendini abartıyor, tabir-i caizse paketlemesini süslüyor, belki de ben bunu yapamıyorum diyorum. Olduğundan daha iyi gösterirken diğerleri kendini, ben olduğum iyi bir şey varsa da yerimi bilmeye çalışıp geriye atıyorum kendimi. Benden ne olur ne olmaz, bilmiyorum.Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-38312651840944241282010-02-11T23:07:00.004+02:002013-10-09T19:59:12.146+03:00Gecikmiş yazı :)<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgCVxUB1_WxQBtNG9gaKg6vTYkiXnkDdFg_PRKhu5dA78z4rO07eWNh84092HN9GR02ZNQvhDzYsgG2ZOmpn9J0ZIWOJXxQueZjkTu4SBECGN0vCRLvn-JAtT3qF_qTQeQaQx_-gWJHL7bI/s1600-h/Kalp-yansimasi.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><span style="color: black;"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5441476560347700242" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgCVxUB1_WxQBtNG9gaKg6vTYkiXnkDdFg_PRKhu5dA78z4rO07eWNh84092HN9GR02ZNQvhDzYsgG2ZOmpn9J0ZIWOJXxQueZjkTu4SBECGN0vCRLvn-JAtT3qF_qTQeQaQx_-gWJHL7bI/s320/Kalp-yansimasi.jpg" style="cursor: pointer; display: block; height: 320px; margin: 0px auto 10px; text-align: center; width: 318px;" /></span></a><br />
<span style="font-style: italic;">Evet üstünden geçti baya ama işte içime atmak istemedim, girilmemiş yazı olarak kalmasın dedim. :)</span><br />
<br />
<br />
le (''le'' fransız falan öneki değil bildiğin ''leeee'' nidasıdır.) kapitalist ondört şubat şeyside geldi yavaştan.<br />
<br />
Gün belirlemiş adamlar, aşk diye iciş bücüş şeylere bakıp ''aşkooomm, ne tatlı'' diye minik çığlıklar atıyorsunuz. Cık cıkk, büyük aşklar yakşıyor mu bu size? <br />
<br />
Günün anlamlarından biri '' Gel bugün aşkımızdan cıvıyalım, hediyeleşelim, cicişşş olalım..''<br />
Yok, bu tür cümleler kurma niyetim vallahi dertten değil... :)<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<span style="font-size: 78%;"><br />Fotoğraf: Anonim</span>Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-65109033144175493382010-02-02T00:12:00.008+02:002013-10-09T20:00:40.514+03:00B.G.N.K ?<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dzILUNZG6GI7qyeq77DfQBzx2zfgyD-yrvIoGJY4zLu_a3hFWLcAx3oEg3gPxI0mp3VL62pLLEHTIdFhEaKdg' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe><br />
<br />
<br />
Evet hava güzel gibiydi, elimizde bir kamera, biraz da boş vakit...<br />
<br />
Ne yapsak ne yapsak? <br />
<br />
Bari bir şeyler çekelim, eğlenceli olur dedik.<br />
<br />
Düşündük, '' şurdan bi adam gelsin dedik, yok şurda bir kız koşsun, yok bilmem ne...'' hep yapılan şeylerdi muhakkak. En son bunu uydurduk. Çektik, koştuk, güldük. :)<br />
<br />Ben de montajlamaya çalışayım bari dedim. Baya uğraştım kendimce, bitmesine az kalmıştı ki, yok bilgisayar dondu, proje dosyayı silindi. Olduğu kadarını yükledim bende :)<br />
<br />
<span style="color: silver;"></span>Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-16869712044359520952010-01-26T17:09:00.005+02:002013-10-09T20:01:24.692+03:00Video Klip Vol.2<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dzbzW_SNX8058gKef2aA8qmaxcdeCKxvCBQcMKrzP2WGGEWmpqld1cyz_ch17ibv6Vag8tlG4YwXrJhmRvTvA' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe><br />
<br />
<br />
İkinci video klip çalışmam. Aklımdakine yaklaşamamış olsamda, adım adım ilerliyorum. Devamının gelmesi umudundansa, devamının daha iyi umut vadetmesini kendim için diliyorum... :) <br />
<span style="font-size: 85%; font-style: italic;"><br />Radyo-Tv Yayıncılığı Bölümü final ödevidir.</span>Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3430090106344698072.post-69532426453824341792010-01-14T19:49:00.012+02:002013-10-09T20:01:51.702+03:00Video klip çalışması<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='400' height='250' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dznvU_MNJ1t1SnLnOHM-BJhW2oPVYMvOX_HH3VTp00uCtMKEQhNPGHI8M_a9xcKe5635uSDvq7PGAlxCilrng' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe><br />
<br />
<br />
<span style="color: #ff6600; font-weight: bold;"> ''Bendeniz - Ağlayayım mı?''</span><br />
<br />
<br />
<span style="font-size: 100%;"><br /></span><span style="color: silver; font-size: 100%;"><span style="color: #ff6600;">Yazarın kendi notu:</span> </span><span style="font-size: 100%;">Ordan bakınca(önceden benim yaptığım gibi) herşey kolay gelebilir, basit bulunabilir. Ama yadsınmayacak şeyler vardır ki o da emektir, patlatılan kafadır, zamandır. Şuan ne ile uğraşıyorsan, ilk mahsülünü, ilk somutunu düşün, sonra beklerim fikirleri.... Neye bu tepki diye düşünme. Sebepsiz değil. Sadece oturduğun yerden ne gibi bir şeye baktığınla ilgili küçük bir bilgicik. Klip ise devasa bir şey elbette değil ama yıkmayalım daha başında... <span style="font-style: italic;">Hayır canım sinirli değilim. :)</span></span><br />
<br />
<br />
<br />Bgmediahttp://www.blogger.com/profile/12099459301844697841noreply@blogger.com2